İsrail’in Güney Gazze’de Han Yunus’u İkiye Bölen Yeni ‘Magen Oz’ Koridorunun Ayrıntıları Ortaya Çıkıyor

İşgalci İsrail, bu ay başında Gazze Şeridi’nde “Magen Oz” adını verdiği yeni bir sözde “güvenlik koridoru” oluşturduğunu duyurdu. İşgalci İsrail, 15 kilometrelik bu koridorun, Han Yunus’u ikiye böldüğünü ve şehrin doğu yarısını Şeridin geri kalanından ayırdığını, güneydeki şehirde Hamas’ı yenmek için gerekli olduğunu iddia ediyor. “Magen Oz”, İşgalci İsrail’in Ekim 2023’te başlayan saldırılarından bu yana Gazze’de ele geçirdiği dördüncü koridor olma özelliğini taşıyor.

Magen Oz Koridoru Hakkında Bilmeniz Gerekenler:

Konum ve Etkisi: “Magen Oz” koridoru, Gazze’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentini ikiye ayırıyor. Şehrin doğu kısmı, bu koridorla Şeridin geri kalanından ayrılmış oluyor. Bu durum, bölgedeki sivil halkın hareket özgürlüğünü ve yaşamını ciddi şekilde etkileyecek gibi görünüyor. İşgalci İsrail’in Gerekçesi: İşgalci İsrail, bu koridorun Hamas’ın Han Yunus’taki askeri altyapısını ortadan kaldırmak ve bölgedeki “güvenliğini” sağlamak için hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Dördüncü Koridor: “Magen Oz”, İsrail’in Gazze’de oluşturduğu ilk koridor değil. İşgalci İsrail, “soykırımsal” olarak nitelendirilen saldırıların başladığı Ekim 2023’ten bu yana Şeritte üç başka koridor daha oluşturmuştu:

Netzarim Koridoru: Gazze Şeridi’nin kuzeyini güneyinden ayıran ve stratejik öneme sahip bir koridor.

Kissufim Koridoru: Han Yunus ve Refah’ı Şeridin orta ve kuzey kesiminden ayıran bir diğer askeri koridor Salahaddin Koridoru: Gazze ile Mısır sınırı boyunca uzanan ve İşgalci İsrail’in kontrolü altına aldığı 14 kilometrelik bir tampon bölge. İşgalci İsrail, bu koridoru “silah kaçakçılığını önlemek” amacıyla işgal ettiğini iddia ediyor.

Amaç ve Uluslararası Hukuk: İsrail’in bu koridorları oluşturma amacı, Gazze Şeridi’ni fiilen bölmek, kontrolünü artırmak ve askeri operasyonları için bir tampon bölge oluşturmaktır. Ancak uluslararası hukuk uzmanları, İşgalci İsrail’in bu tür koridorları oluşturmasının ve Gazze’deki hareket kısıtlamalarının, sivillerin temel haklarına aykırı olduğunu ve insani krizi daha da derinleştirdiğini belirtiyor. Uluslararası insancıl hukuka göre, işgalci gücün, işgal altındaki topraklarda yaşayan sivillerin gıda ve tıbbi malzemeye erişimini sağlaması ve can güvenliğini garanti altına alması yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak sahadaki raporlar, İşgalci İsrail’in bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve aksine kıtlığa yol açtığını gösteriyor.

Bu yeni koridorun, Gazze’deki zaten ağır olan insani durumu daha da kötüleştirmesi ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlaması bekleniyor.

Başa dön tuşu