ABD, Rus gazı ve F-35 arasında kalan Türkiye

ABD Başkanı Donald Trump’ın F-35 savaş uçağı anlaşması gibi stratejik hakları Türkiye’nin Moskova’dan petrol ve doğal gaz ithalatını durdurmasına bağlamasıyla birlikte ABD’nin enerji konusunda Ankara üzerindeki baskısı giderek artıyor.
Uzmanlara göre bu baskılar, Rusya’nın enerji gelirlerini kısıtlamayı ve müttefiklerini, iç ekonomilerinin istikrarı pahasına da olsa alternatif kaynaklara bağlamayı amaçlayan daha geniş bir ABD eğilimini yansıtıyor.
Bununla birlikte, bir yandan ekonomik çıkarlarını ve enerji güvenliğini korumaya çalışan, diğer yandan ABD’nin sürekli baskısı ve Avrupa’nın farklı talepleriyle karşı karşıya kalan Türkiye, hassas bir denklemle karşı karşıya ve Ankara bu taraflar arasında iç ihtiyaçlarını, Moskova ile ortaklıklarını ve Washington ile pazarlık fırsatlarını dengelemeye çalışıyor.
ABD’nin F-35 konusundaki şartı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme sırasında Trump, -Türkiye’nin- “yapabileceği en iyi şeyin Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını durdurmak olduğunu” ifade ederek, ithalatın devam etmesinin Ukrayna’daki savaşı finanse ettiğini vurguladı.
Trump Türkiye’nin vereceği tepkiyi F-35 savaş uçağı anlaşmasının akıbetiyle ilişkilendirerek Washington’un “Türkiye ile kolayca bir anlaşma yapabileceğini ancak önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın harekete geçmesi gerektiğini” ifade etti.
Trump yaptığı açıklamalara rağmen Türkiye’nin kendisine Rusya konusunda ne yanıt verdiğe değinmedi.
Rusya ve ABD arasındaki Türkiye
2024 yılında Rusya’nın Türkiye’ye gaz ve petrol ihraç eden ana ülke konumunu koruduğu, Ankara’nın ise kaynaklarını çeşitlendirme çabalarını yoğunlaştırdığı biliniyordu.
Bloomberg’in haberine göre BOTAŞ, ABD’li enerji grubu Mercuria ile 20 yıl boyunca yılda yaklaşık 4 milyar metreküp olmak üzere yaklaşık 70 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarik etmek üzere uzun vadeli bir sözleşme imzaladı.
Ancak uzmanlar, arz çeşitliliğinin Türkiye’nin Rus gazına olan bağımlılığının boyutuyla eşleşmediği görüşünde. Rus gazı, Ankara’nın önümüzdeki 50 yıl için bölgesel bir gaz merkezi kurma planlarını da içeren enerji stratejisinin temel taşı.
Avrupa’nın bölünmüş tutumu
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’nın Rusya’dan ithal ettiği enerji hacminin “çok küçük” olduğunu söyledi ve bunu “küçük bir mesele” olarak tanımladı. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Csikszentmihalyi ise Türkiye’nin Rus gazına olan bağımlılığının “küçük bir mesele” olduğunu ifade etti.
Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, ithalatın tamamen durdurulması talebinin “gerçekçi olmadığını” söyledi ve arzın kesilmesi halinde ülke ekonomisinin GSYH’sinin yüzde 4’ünden fazlasını kaybedeceğini sözlerine ekledi.
Macaristan ve Slovakya gibi ülkeler halen büyük ölçüde Rus petrolüne bağımlıyken, Belçika, Yunanistan, İspanya, Hollanda, Portekiz ve Fransa gibi diğer Avrupa ülkeleri de Rus gazını ithal etmeye devam ediyor.
Bu bağlamda Avrupa Komisyonu, 19 yaptırım paketinin bir parçası olarak, Ocak 2027 itibariyle Rus LNG ithalatının durdurulmasını teklif etti.
“Alternatifler sınırlı ve maliyet yüksek”
Petersburg Üniversitesi’nde Avrupa çalışmaları profesörü olan Stanislav Tkachenko, “Trump’ın Moskova üzerinde başka baskı aracı olmadığı için tüm taraflara aynı talebi tekrarladığını” düşünüyor.
Ankara’nın Hindistan, Çin, Macaristan ve Slovakya’nın Rus enerji kaynaklarını satın almayı durdurmayı reddetmesiyle aynı çizgiye gelmesinin muhtemel göründüğünü belirten Tkachenko, bu kaynaklardan vazgeçmenin “Türkiye’ye pahalıya mal olacağını” kaydetti.
Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu’ndan Stanislav Mitrakhovich, “Rusya küresel enerji piyasasında önemli bir oyuncu ve petrolünü denklemden çıkarırsak, kaybedilen hacimlerin nerede kullanılacağı belli değil” dedi ve Avrupa’nın Rus gaz ithalatını azalttıktan sonra “rekabet gücünden neredeyse vazgeçtiğini” ekledi.
Ankara pazarlık pozisyonunda
Rusya Ekonomi Üniversitesi’nde uzman olan Igor Yushkov, Rus gazının devam eden akışının Ankara’nın nispeten daha düşük fiyatları korumasını sağladığına inanırken, “ABD yeni terminaller aracılığıyla LNG ihracatını genişletmeye çalışıyor” diyor.
Türkiye’nin ABD’nin talebine vereceği olumlu yanıtın yurt içinde daha yüksek fiyatlara yol açabileceği uyarısında bulunan uzman, bunun da “en büyük faydalanıcının Türk ekonomisinden ziyade ABD’li ihracatçılar olacağı” anlamına geldiğini belirtiyor.
Türkiye’nin 2022’den bu yana Rus petrolünü ithal etmeye, rafine etmeye ve ürünleri Avrupa pazarlarına yeniden satmaya dayalı entegre bir iş modeli geliştirdiğini, bunun da büyük karlar getirdiğini ve ABD’nin taleplerine yanıt vermeyi boşa çıkardığını sözlerine ekledi.
Uzmanlar Trump’ın F-35 savaş uçağı kartını kullanarak Ankara’ya baskı yapmaya devam edeceğini, Erdoğan’ın ise Moskova ile enerji ortaklığından vazgeçmeden pazarlık yapmaya çalışacağını düşünüyor.
Uzmanlar, “Trump’ın Rus petrol ve doğal gazından vazgeçme sözlerinin sadece bir kafa karışıklığı olduğunu” ve Ankara’nın ekonomik çıkarlarını korumak için stratejik konumunu kullanmaya devam ederken, Washington’la pazarlığının bir parçası olarak konuyu açık tutacağını belirtiyor.
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera