Hacklenmiş E-postalar, ABD’li Milyarder ile Senatör Arasında “İsrail’e Bağlılık” İlişkisini Ortaya Çıkardı

Hack grubu “Hanztala” tarafından ele geçirilen ve kâr amacı gütmeyen sızıntı paylaşım kuruluşu Distributed Denial of Secrets (DDOS) tarafından yayınlanan e-postalar, Oracle’ın kurucusu Amerikalı milyarder Larry Ellison ile eski Senatör ve şimdiki Dışişleri Bakanı Marco Rubio arasında “İsrail’e bağlılık” odağında yakın ilişkiler olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmacı gazetecilik sitesi “Drop Site”ın incelediği e-postalara göre, Ellison, 2015’ten itibaren, o dönem BM Daimi Temsilcisi olan İsrail Büyükelçisi Ron Prosor da dahil olmak üzere İsrailli yetkililerle görüşmeler ayarlayarak Rubio’nun güvenini kazanmaya çalıştı. Yazışmalar, Ellison’un Rubio’yu Tony Blair ile de bir araya getirdiğini ve Prosor’a “Marco’nun İsrail’in harika bir dostu olacağını” garantilediğini gösteriyor.
Daha sonra Ellison, Rubio’nun 2016 başkanlık kampanyasını destekleyen bir Süper PAC’e (Siyasi Eylem Komitesi) milyonlarca dolar aktardı. Gözlemciler, bu desteği Ellison’un Amerikan siyaset sahnesinde İsrail yanlısı nüfuzu artırma girişiminin bir parçası olarak nitelendirdi.
ELLISON AİLESİNİN MEDYA HAKİMİYETİ ÇABALARI
E-postalar aynı zamanda Ellison ailesinin medya nüfuzunu genişletme çabalarını da ortaya koydu. Ellison’un oğlu David‘in, “CBS News”, “CNN”, “Warner Bros.” ve “Paramount” gibi büyük kuruluşları devralma girişimlerine öncülük ettiği, bu kuruluşların yayın yönetimi çizgisini belirlemesi için Barry Weiss‘in getirilmesinden söz edildiği belirtiliyor.
Amerikan “Wired” dergisine göre, “Ellison ailesi, dikkat ve veri pazarını, Vanderbilt ve Rockefeller ailelerinin demiryolları ve petrolü tekelinde tuttuğu gibi tekelinde tutuyor.”
Yazışmalar, bu ekonomik ve medya hamlelerini, Ellison ve Tony Blair tarafından desteklenen ve mevcut ABD Başkanı Donald Trump‘ın “Yeni Gazze”yi bir teknoloji serbest ticareti bölgesi olarak yönetmeye yönelik planıyla ilişkilendiriyor. Bu planla, savaş sonrası siyasi ve ekonomik manzaranın yeniden şekillendirilmesi hedefleniyor.
Belgeler ayrıca, Blair Enstitüsü‘nün, siyasi güç ile teknoloji şirketlerini birleştiren projelerini desteklemek için Ellison’dan 350 milyon dolardan fazla fon aldığına işaret ediyor. Gözlemciler bu ilişkiyi, “gerçek pahasına, para, siyaset ve medya arasındaki tehlikeli bir birleşme” olarak tanımlıyor.
KRİTİK ZAMAN ARALIĞI
2010-2016 yılları arasını kapsayan sızdırılmış arşiv, yazışmaların, Trump’ın iktidara gelmesinden önceki kritik bir döneme denk geldiğini gösteriyor. Ellison, ABD Dışişleri Bakanlığı veya Almanya’daki İsrail Büyükelçiliği sızdırılanların içeriği hakkında herhangi bir yorum yapmadı.