Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı

 

وَاللّٰهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍ فِي الرِّزْقِۚ فَمَا الَّذ۪ينَ فُضِّلُوا بِرَٓادّ۪ي رِزْقِهِمْ عَلٰى مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَهُمْ ف۪يهِ سَوَٓاءٌۜ اَفَبِنِعْمَةِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ ﴿٧١﴾
 

 

71- Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip-verici değildirler. Şimdi Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

 

Rızık konusunda herkesin farklı durumda olduğu ortadadır. Ayet-i kerime, bu farklılığı, Allah’ın rızık konusunda bir kesimi diğer bir kesime üstün kılmasına bağlamaktadır. Rızık konusundaki bu farklılığın Allah’ın yasasına bağlı bulunan sebepleri vardır. Bir insan akıllı, bilgin ve düşünür olduğu halde, rızık elde etme ve onu geliştirme yeteneği sınırlı olabilir. Zira onun yetenekleri başka alanlardadır. Aynı şekilde bir insan da cahil, basit ve fazla akıllı olmaz, fakat mal elde etme ve onu geliştirme yeteneği fazla olabilir. Her insanın kendisine göre enerjisi ve yetenekleri vardır. Bu konuyu derinlemesine incelemeyenler, rızkın güç ve imkânlarla hiç ilgisi olmadığını sanırlar. Halbuki rızık da hayatın diğer alanlarındaki konular gibi özel bir güç ve yetenekle tamamen ilgilidir. Rızkın bolluğu, Allah tarafından sınanma vasıtası da olabilir. Rızkın kısıtlanması da Allah’ın dilediği bir hikmet ve bunun sonucunda gerçekleşen bir sınama olabilir… Hangi açıdan bakarsak bakalım, rızık konusundaki farklılıklar, gözle görülen bir olaydır ve bu farklılıklar insanların yeteneklerinin farklılıklarına bağlıdır. Doğal olarak bu tezin tutarlı olabilmesi için, değişik toplumlarda bulunan zulüm esasına dayalı yapay ilkelerin ortadan kaldırılması gerekir. Araplar, Allah’ın kendilerine verdiği rızkın bir kısmını sahte tanrılarına ayırıyorlardı. Burada onlar hakkında diyor ki; “Onlar sahip oldukları malların bir kısmını elleri altında bulunan kölelerine vermiyorlardı. Yani rızık konusunda köleleriyle eşit olmak istemiyorlardı. Peki ne diye Allah’ın kendilerine verdiği rızkın bir payını sahte ilahlarına ayırıyorlar?

“Acaba Allah’ın nimetlerini inkâr mı ediyorsunuz.”

Nimeti verene, bağışta bulunana, rızıklarını arttırana şükredeceklerine, nimete ortak koşmak suretiyle karşılık veriyorlar.

     FİZİLALİL KUR’AN

Siz servetinizde -bu nimeti size Allah verdiği halde- kölelerinizi ve hizmetçilerinizi kendinize ortak kılmazken, Allah’ın size verdiği nimete şükürde nasıl olur da başka ilâhları O’na ortak koşarsınız? Siz bu ilâhların hiç kimse üzerinde hiç bir hakka sahip olmadıklarını ve bu nedenle de sizin Allah’a olan ibadetinizde de hiç bir hakka sahip olmadıklarını biliyorsunuz.

Ayetin asıl anlamının aşağıdaki gibi olacağını söyleyebiliriz: “Müşrikler, efendi ve köle arasındaki ayırımın önemini anladıkları ve kendi hayatlarında bu ayrımı gözledikleri halde neden yaratıcı ve yaratıklar arasındaki büyük farkı gözardı etmekte inat ediyorlar ve kendilerine Allah tarafından verilen nimetlere karşılık neden şükürde O’na yaratılanları ortak koşuyorlar?”

     TEFHİMUL KURAN

Başa dön tuşu