O gün kâfirlere özür dilemeleri için izin verilmeyecek

وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ شَه۪يدًا ثُمَّ لَا يُؤْذَنُ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ ﴿٨٤﴾
84- Kıyâmet günü her ümmetten bir şâhit getireceğiz; o gün kâfirlere özür dilemeleri için izin verilmeyecek ve dünyaya dönüp Allah’ı hoşnut edecek işler yapmalarına da müsaade edilmeyecektir.
Ayet-i Kerimede, gönderileceği beyan edilen şahitten maksat, her ümmetin, kendisine gönderilen Peygamberidir. Bunlar, Allahın emrini ümmetlerine tebliğ ettiklerine ve ümmetlerinden de kimlerin iman ettiklerine kimlerin de inkâr ettiklerine dair şahitlik edeceklerdir.
Sahne peygamberlerin şahitlik etmeleriyle başlıyor. Bu şahit tutulan peygamberler, dünyada kendi toplumlarının neler yaptıklarına, ilahi mesajın karşısında nasıl bir tavır takındıklarına ne tür bir yalanlama içine girdiklerine ilişkin bildikleri anlatıyorlar. İnkâr edenler ise dikilip duruyorlar. Delil getirmeleri veya birilerini aracı olarak kullanmalarına izin verilmiyor. Herhangi bir söz veya iş ile Rabblerini memnun etmeleri istenmiyor. Zira artık razı etme zamanı geçmiştir. Şimdi hesap ve ceza görme zamanı gelmiştir:
FİZİLALİL KUR’AN
“Şahit”, o ümmetin peygamberi veya o topluluğu tevhide ve Allah’a ibadete çağıran ve onları şirk, bâtıl inanç ve geleneklerin sonuçlarına karşı ikaz eden ve kıyamet günündeki hesap ile uyaran, Peygamber’in takipçilerinden biri olacaktır. O, topluluğa doğru mesajı verdiği, fakat onların bilerek ve isteyerek o günahları işlediği konusunda şahitlik edecektir.
Bu, suçluların kendilerini temize çıkarmaya hiç bir fırsatları kalmayacağı anlamına gelmez, fakat onların suçlarının güçlü belgelerle ıspatlanacağı ve onların mazeret öne sürmeye fırsatları kalmayacağı anlamına gelir.
Yani, “Onlara, işledikleri günahlar nedeniyle Rablerinden özür dileme fırsatı verilmeyecektir. Çünkü o gün hüküm günü olacak ve özür dileme ve tevbe etme zamanı çoktan sona ermiş olacaktır.” Kur’an ve hadisler, tevbe etme ve özür dileme yerinin ahiret değil, bu dünya olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu dünyada bile, ölüm alametleri görülür görülmez bu fırsat sona ermektedir. Çünkü kişi ölümün yaklaştığını anladığında, tevbe etmenin ve özür dilemenin bir anlamı olmaz. Günahlarına tevbe zamanı, kişi ölüm sınırına girer girmez sona erer, ondan sonra artık sadece ceza veya mükafat hükmü kalır.
Bu hususta başka âyetlerde de şöyle buyurulrnaktadır: “Kıyamet günün inkâr edenlere şöyle denilir “Ey kâfirler bugün mazeret göstermeyin. Sizler ancak dünyada yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz. “O gün yalanlayanların vay haline. O gün onlar konuşamazlar. Özür dilemeleri için kendilerine izin de verilmez. O gün, yalanlayanların vay haline.
TEFHİMUL KURAN