Şüphesiz ki Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlara yardımı emreder…

 

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿٩٠﴾

90- Şüphesiz ki Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara yardım etmeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşâdan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.

 

Ayet-i Kerime, “Adeletli davranma” “İyilikte bulunma” ve “Akarabaya yardımda bulunma” gibi üç temel esasın yerine getirilmesini istemekte, buna mukabil, hayasızlık, kötülük ve Zulüm gibi üç temel fenalığı da men etmektedir.

Abdullah b. Mes´ud, bu âyet-i Kerime hakkında “Bu âyet, Kuranın en manidar âyetidir.” demektedir.

Ayet-i Kerimede zikredilen bu emir ve yasakları şöylece açıklamak mümkündür:

Adalet: Taberi, adaletten maksadın, “İnsaflılık” olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: “Bize çeşitli nimetler veren Allahı tanımamız, nimetlerine karşı ona şükretmemiz ve ona hamdetmemiz “İnsaflılıktır” Bu itibarla Tağut ve Putları övmek, onlara tapmak, bizlere herhangibir fayda ve zarar veremeyen bu şeylere boyun eğmek insafsızlıktır, adaletsizliktir. İşte bu sebepledir ki, Abdullah b. Abbas, buradaki Adaleti “Allahtan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir.” şeklinde izah etmiştir.

İslamî idarenin, Adalet esası üzerine kurulduğu şüphesizdir. Bu hususta Allah teala diğer bir âyette de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, Allah için Hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olun. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun. Çünkü o, takvaya daha yakındır. Allahtan korkun. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) de, Allahın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah tealanın, bir kısım insanları gölgelendireceğini beyan ederken “Adaletli davranan İmamı (İslam Devletinin Başkanını) bu gölgelendirileceklerin birincisi olarak zikretmiştir…

İyilikte bulunmak: Taberi diyor ki “Burada geçen “İyilik”ten maksat, Allanın emrettiklerini yapmakta, yasakladıklarından kaçınmakta sabırlı olmak, sıkıntılı zamanlarda da geniş zamanlarda da, sevilen hususlarda da sevilmeyen hususlarda da Allaha itaat etmek ve buna gayret göstermektir. Bu sebepledir ki buradaki “İyilikte bulunmak” ifadesi “Allahın farzlarını eda etmek” şeklinde izah edilmiştir.

Süfyan b. Uyeyne´ye göre buradaki “İyilik yapmak”tan maksat, kişinin iç âleminin, dış görünüşünden daha güzel olmasıdır.

Akrabaya yardımda bulunmak: Peygamber efendimiz (s.a.v.), akrabalık bağını koparan kişi hakkında bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurmaktadır:

“Allahın, işleyenini, dünyadayken hemen cezalandırmasına en layık olan günahlar, azgınlık yapmak ve akrabalık bağını koparmak günahlarıdır. Allah, bunların işleyen için bir kısım cezaları âhirete bıraksa da…

Fuhuş: Burada, kaçınılması emredilen Fuhuş´tan maksat, Zina etmektir. Allah teala, bu çirkin fiilin, toplum için çok tehlikeli bir hastalık olduğunu beyan ediyor ve o fiili, değil yapmak, ona yaklaşılmasını dahi yasaklayarak şöyle buyuruyor: “Sakın Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, rezilliktir, kötü bir yoldur.”

Kötülük: Buradaki kötülük´ten maksat, Dinen yasaklanmış her şeydir.

Zulüm: Burada ifade edilen Zulüm´den maksat ise, böbürlenmek, haksızlık yapmak ve haddi aşmak demektir.

       TABERİ TEFSİRİ

Başa dön tuşu