Göklerin ve yerin gaybını sadece Allah bilir

وَلِلّٰهِ غَيْبُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَمَٓا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلَّا كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْ هُوَ اَقْرَبُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿٧٧﴾
77- Göklerin ve yerin gaybını sadece Allah bilir. Kıyametin kopuşu ancak bir göz kırpması veya daha kısa bir zaman kadardır. Şüphesiz ki Allah, her şeye kadirdir.
Yani, “kıyamet”in yavaş yavaş gelip, uzun zaman alacağını sanarak kendi kendinizi aldatmayın: Ne onun gelişini belli bir uzaklıkta görebilecek, ne ona karşı korunabilecek ve ne de onun gelişine hazırlık yapabileceksiniz. Çünkü o, önceden hiç bir belirti olmaksızın aniden bir göz açıp kapayıncaya dek veya bundan daha az bir sürede gelecek. Bu nedenle şimdi meseleyi ciddi olarak düşünme ve ona karşı tutumunuzu belirleme zamanıdır. Kıyamet’in gelmesine daha çok zaman olduğu ve onun gelişini görünce Allah’a karşı vazifeleri yapmak gibi boş ümide kapılmayın.”
Tevhid’in anlatıldığı bu bölümde kıyamet’ten bahsedilmesi, insanlara tevhid veya şirki tercih etmenin sadece teorik bir mesele olmadığını anlatmak amacıyla olabilir. Çünkü bu seçim kişilerin kıyamet gününde hesap sorulacakları değişik hayat tarzlarının doğmasına neden olur. Onlara kıyamet’in bilinmeyen bir zamanda aniden geleceği de bildirilmektedir. Bu nedenle onlar o gün kurtuluş veya hezimete uğramalarına neden olacak doğru seçimi yapmalıdırlar.
TEFHİMUL KUR’AN
Diriliş meselesi, inanç sisteminin her peygamber devrinde ve her çağda önemli tartışmalara neden olduğu bilinen gayb konularından biridir. Bu yalnız Allah tarafından bilinen gayb konularından biridir.
İnsanlar, yeryüzündeki bilimleri nereye varırsa varsın, gaybın perdesi önünde güçsüz ve çaresiz kalacaklardır. İnsanoğlunun en bilginleri dahi bir an sonra başına gelecek şeyleri bilememe konumunu aşamazlar. Verdikleri nefesin tekrar geri gelip gelmeyeceğini bilemezler. İleriye dönük hesaplar insanı bütünüyle çıkmaza sokarken, onun kaderi gaybın perdesi arkasında gizlidir. Belki de bir saniye sonra onu yakalayacaktır. Aslında insanoğlunun geleceğe ilişkin şeyleri bilmemesi, şu andan sonrasından habersiz oluşu, Allah’ın insana bir rahmetidir. İnsanlar bu sayede düşünebilir; çalışabilir, ürün kaldırabilir ve birtakım onarım ve inşa işlerine girebilirler. Böylece perde arkasında gizli olan ecelleri gelinceye kadar bir çalışma içinde olmaları sağlanmış olur.
İşte kıyamet de bu gizli olan gaybla ilgili konulardan biridir. Şayet insanlar kıyametin ne zaman kopacağını bilselerdi, hayatın çarkı durur veya bozulurdu. Hayat, ilahi kudretin kendisi için çizmiş olduğu doğrultuya uygun bir şekilde ilerlemezdi.
“Kıyamet olayı, yakınlığı bakımından bir göz kırpması gibidir ya da bundan bile daha yakındır.”
Yani kıyamet yakındır. Fakat bu yakınlığın ölçüsü insanın bilinen hesabının ölçüsü değildir. Kıyametin kopması için bir zamana gerek yoktur. Bir göz açıp-kapatmak yeterlidir onun için.
“Hiç kuşkusuz Allah’ın gücü her şeye yeter.”
Haddi hesabı olmayan onca yaratıkların ve kalabalıkların dirilişi, canlandırılışı, toplanması, hesaba çekilmesi ve eylemlerine uygun bir biçimde ödüllen dirilmesi veya cezalandırılması… Bütün bunların hepsi bir şeye “ol” deyince oluveren ilahi kudret için kolay ve basit işlerdir. Bunları ancak beşeri ölçüleri esas alarak ölçen, insan gözüyle onlara bakıp, insani kriterlerle onları değerlendirmeye çalışanlar, çok zor ve dehşet verici akıl almaz bir iş olarak değerlendirebilirler…
FİZİLALİL KUR’AN