İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir

 

وَيَدْعُ الْاِنْسَانُ بِالشَّرِّ دُعَٓاءَهُ بِالْخَيْرِۜ وَكَانَ الْاِنْسَانُ عَجُولًا ﴿١١﴾

11- İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir.

Bu, Mekkeli kafirlerin saçma isteklerine, Hz. Peygamber’den (s.a) bahsettiği azabı hemen indirmesi isteklerine verilen cevaptır. Bu bir önceki ayetle de yakından ilgilidir. Sanki şöyle denmek istenir: “Ey akılsız insanlar topluluğu, iyilik isteyeceğinize, azap istiyorsunuz. Allah’ın azabının uğradığı topluluğun çektiklerini görmüyor musunuz?”

Allah teala bu âyet-İ Kerimede, kullarına karşı nasıl lütufta bulunduğunu beyan ediyor ve kullarının, bu lütuflar karşısında ona şükretmeleri gerektiğini bildiriyor.

Gerçekten insan, kendisi için hayırlı olan bir kısım dileklerde bulunur. Allah da onlan kabul edince kul´a lütufta bulunmuş olur. Fakat bu insan, kızıp öfkelendiği anlarda en yakın akrabalarının bile aleyhine beddua etmeye kalkışır. Yüce mevla bu yersiz duaları reddederek kuluna yine lütufta bulunur.

İnsan işlerin nereye varacağını ve sonucun nasıllığını bilemez. Bir işi yaparken onun kötülükle sonuçlanacağını bilemez. Bilmeden bir an önce onun sonuna kavuşmak, ister. Bazen de işin kötülükle sonuçlanacağını bilir. Fakat ihtiraslarını frenlemeye, hakim olmaya gücü yetmez. 

  FİZİLALİL KUR’AN 

Evet insan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüklerin gelmesine de dua eder. Gerçekten insanoğlu çok acelecidir. Yâni insan mal mülk konusunda aceleciliği gibi, mal mülk elde etmedeki istekliliği, mal kazanmadaki hırsı, dâveti, duası gibi şerre karşı da bir hırs, bir istek sahibidir. İyiliğin gelmesine dua edip çabaladığı gibi kötülüğün gelmesi için de çabalar. 

Kendisi için kötülüğü çabuklaştırmak ister. Allah’ın elçilerinden kendilerine vaadedilen azabın bir an evvel gelmesini, getirilmesini istiyorlar. Hani nerede kaldı şu sözünü ettiğiniz azap? Bir an evvel gelse de görsek ya! diyorlar. Adamlar kendilerini bekleyen bir âhiret azabının, ya da dünyadaki helâklerinin acelecisi bir tavır alıyorlar.

Rabbimiz işte bu âyetlerinde iman edenlere, hayatlarını Allah için yaşayanlara büyük mükâfatlar, ecirler müjdeleyip, kâfirleri de dayanılmaz azaplarla uyardığı halde maalesef insanlar Rabbimizin bu âyetleri üzerinde hiç de düşünmüyorlar. Dünyayı, dünyanın mallarını, mülklerini kazanma konusunda çok hırslı olan, bunun için koşturan, dua eden, dünyalıklara ulaşma konusunda aceleci olan insanların aynı şekilde Allah’a isyan içinde bir hayat yaşarken de gelsin bakalım ne gelirse diyerek sanki azaba dâvetiye çıkarıyorlar. 

Yâni ya Rabbi bize dünyada ver de öbür tarafta ne olursa olsun bizim için fark etmez derler. Aslında herkes dua eder. Yeryüzünde dua etmeyen insan yoktur. Bütün insanlar dua ederler. Kişinin bir şeye yönelmesi onu elde etme adına çırpınması ona ulaşma dına çalışıp çabalaması dua demektir. Evet bu adamlar dünyada bitip tükenecek şeyler isteyerek dua etmektedirler.

İnsan acelecidir. Bu onun fıtrî bir özelliğidir. Yâni insan bu fıtrî özelliğinden kurtulamaz ama onu hayra kanalize ederse elbette hakkında hayırlı olacaktır. 

 BASAİRUL KUR’AN

Başa dön tuşu