Kim de ahireti ister ve bir mü’min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa..

Kim de ahireti ister ve bir mü’min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. İsra/19
Ahireti dileyenin onun için çalışması, yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir. Ahirete ilişkin çalışmasını imana dayandırması gerekir. İman temenni değildir. İman kalbe yerleşen ve davranışlarca da doğrulanan bir olgudur. Ahiret için çalışmak, kişiyi dünyanın güzel zevklerinden mahrum etmez. Sadece onun bakışlarını daha yüce ufuklara yöneltir. Dolayısıyla bu yeryüzünde bolluk ve bereket içinde yaşamak mü’minin hedefi ve amacı olamaz. İnsan kendisine hakim olduktan sonra onlardan yararlanmasında ve onları kullanmasında bir sakınca yoktur.
Dünyayı tercih eden kınanmış ve tartaklanmış halde cehennemi boylarken, ahireti tercih edenler ve bu yolda gereken çalışmayı yapanlar ise, ahirette övgülerle karşılaşacaklardır. Yüceler aleminde onurlandırılacaklardır. Güzel bir hedef için güzel bir çalışma sergilemelerinin, uzak ve aydınlık ufuklara yönelmelerinin karşılığı olarak…
Ahiret için yaşamak, Allah tarafından onurlandırılmış olan insana yaraşır bir hayattır. Çünkü yüce Allah, insanı yaratmış, ona şekil vermiş, ayakları yerde bulunsa da kendisini yükseklere doğru çeken gizli bir güç olan ruhu ona vermiştir.
FİZİLALİL KUR’AN
Bu ayet, hayırlı bir eylemin üç temel şartını ele alır:
Ahiret Niyeti: Kişinin yaptığı işleri sadece dünya menfaatleri için değil, ahiret sevabını kazanmak niyetiyle yapması gerekir.
Salih Amel: Sadece istemekle kalmayıp, ahireti kazandıracak şekilde salih amellerde bulunmak önemlidir.
İman Şartı: Bütün bu amellerin, Allah’a ve ahirete inanarak yapılması gerekir. İman, yapılan işlerin anlamlı hale gelmesi ve bir karşılık bulması için temel bir şarttır.
Özetle bu ayet, bir müminin çabalarının ancak ahiret niyetli, salih ve imanla yapıldığında Allah katında makbul ve değerli olacağını ifade eder.
MEHMET OKUYAN TEFSİRİ