Onlardan bir kısmını bir kısmına nasıl üstün tuttuğumuzu gör

Onlardan bir kısmını bir kısmına nasıl üstün tuttuğumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakımından da daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür. İsra/21
Ey Muhammed, dünyada insanların bir kısmını fakir, diğerlerini zengin, bazılarını zayıf diğerlerini güçlü kuvvetli, bir kısmını uzun diğerlerini kısa Ömürlü olarak yaratmakla birbirlerinden nasıl üstün kıldığımıza bir bak. İnsanların âhirette birbirlerinden farklı oluşları ise dünyadakinden daha büyüktür. Orada bazıları cehennemin en alt katında zincirlere vurulmuş bir şekilde yanarken, diğerleri, cennetin en yüce makamlarında, arzuladıkları nimetler içinde yaşayacaklardır. Ayrıca cehennemlikler de cennetlikler de bulundukları yerde kendi aralarında farklı derecelere sahib olacaklardır.
Ayet-i Kerimeden anlaşıldığı gibi insanlar, yaratılış özellikleri ve yaşadıkları yer ve toplumlar itibariyle birbirlerinden farklıdırlar. Bunları her yönleriyle eşit yapmak mümkün değildir. Zira böyle bir istek ve düşünce, yaratılışa aykırıdır. Bu itibarla bazı beşeri sistemlerin, bütün insanları eşit hale getireceklerini iddia etmeleri, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldir. Bu sebepledir ki yüce dinimiz İslamiyet, orta yolu emretmiş, özel kabiliyetlerin önündeki engelleri kaldırmış, zayıfların ezilmesine de asla müsaade etmemiştir.
TABERİ TEFSİRİ
Bu, ahiret için çalışanların, bu dünyada da, dünya hayatını isteyenlerden daha üstün bir seviyede olduklarını göstermektedir. Fakat bu üstünlük, dünyevi şeyler (iyi yemek, iyi giyecek, saray gibi evler, taşıtlar…. vs.) gibi zenginlik göstergesi şeyler bakımından daha iyi bir derecede olmak demek değildir. Onlar, zalimlerin ve zenginlerin sahip olmadığı gerçek şeref, sevgi ve iyi niyeti yaşarlar. Çünkü ahiret için çalışanlar bu dünyada ne kazanırlarsa şerefli ve doğru bir şekilde kazanırlar, oysa sadece dünya için çalışanlar haksız yollardan servet biriktirirler. Sonra ahiret için çalışanlar kazandıklarını doğru ve iyi yollara harcarlar, başkalarına karşı yükümlü oldukları görevleri yerine getirirler. Bunların aksine dünyaya tapanlar, servetlerini lüks tüketime, günah amellerine, fesada ve diğer kötülükleri yaymaya harcarlar. Bu, ilk bahsettiklerimizi Allah’a ibadetin ve her yönden temiz ve saf olmanın timsalleri haline getirir ve onları dünyaya tapanlardan o denli açık bir şekilde ayırır ki diğerlerinden daha yüksek seviyede oldukları hemen anlaşılır.
Gerçekten farklı olmak isteyen, büyük üstünlükler elde etmek isteyen, bunların geniş bir alana ve geniş bir zamana sahip olan, Allah’dan başkasının sınırlarını bilemediği ahirette olduğunu bilmelidir. Dileyen yarışçılar, bu konuda yarışsınlar. Basit, değersiz dünya malı konusunda değil!..
TEFHİMUL KURAN